SÖZCÜĞÜN VE SÖZ ÖBEKLERİNİN ANLAMI YGS, LYS, OSS SORULARI
1. Sözlük hazırlamanın en güç yanı sözcükleri anlam kayganlığından
kurtarma, onları belli bir yere oturtmadır. Bu da ancak Samuel Butler’in dediği
gibi onların belirsiz yanlarını söz duvarlarıyla kuşatmakla
gerçekleşebilir.
Bu cümledeki altı çizili sözle,
sözcüklere yönelik olarak ne yapıldığı anlatılmıştır?
A) Tanımsal sınırlar koyulduğu
B)
Birbirlerinden etkilenişlerinin gösterildiği
C)
Çağrışımsal değerlerinin belirtildiği
D) Zenginleştirme yollarının açıklandığı
E) Kullanım sıklığının yansıtıldığı
(2013-YGS)
2. Bazı insanlar yapabileceklerinin farkında olmadan, sürekli bir
özgüven eksikliği içinde yaşarlar. Bazıları da abartılı bir özgüvenle, hayatta
her şeyi başarabileceklerine, her alanda en iyi olduklarına inandırırlar
kendilerini. Oysa insan kendisine içbükey veya dışbükey aynada değil, düz
aynada bakmalıdır.
Bu parçadaki altı çizili sözle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) İnsanın kendisine güvenerek başladığı her işte başarılı olması
mümkündür.
B) İnsan, her alanda kendisinden daha üstün birilerinin
olabileceğini unutmamalıdır.
C) Yaşamda mutlu olmak için olumsuzluklar karşısında direnmeli,
önüne çıkan engelleri sabırla aşmaya çalışmalıdır.
D)
İnsan, yeteneklerinin sınırlarını gerçekçi bir tutumla belirlemeli, kendisini
tarafsız bir gözle değerlendirmelidir.
E)
İnsanlar, hayattaki olumsuz durumları da olumlu durumlardaki gibi olgunlukla
karşıla- malıdır.
(20013
–YGS)
3. L. Frank Baum, bu dünyadan geçerken (I) öyle derin izler
bıraktı ki(II) yaşamanın değerini (III) milyonlarca kez kanıtlamış
oldu. Bu ölümsüz yazarın eli değdiği(IV)
anda çocuk edebiyatı yeşermeye (V) başladı.
Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinde
mecazlı bir söyleyiş yoktur?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
(2013-YGS)
4. 2011’in sonuna doğru gösterime giren bu film, geleneksel
sinemanın kullandığı tekniklere bağlı kalmadan, bir hayatta kalma savaşımını
insanda yoğunlaşarak anlatıyor.
Bu cümleden söz konusu filmle ilgili
olarak aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir?
A) Belirli bir izleyici kitlesine seslenmek amaçlanmıştır.
B) Yeni çekim yöntemlerine başvurulmuştur.
C) Bugüne değin beyaz perdeye taşınmamış bir sorun işlenmiştir.
D) Oyuncuların gösterdiği başarıyla çok boyutlu bir yapı kazanmıştır.
E)
Yılın çok izlenen filmleri arasında yerini almıştır.
(2013-YGS)
5. Çevremdeki her şeyi izlerim. Otobüste, yolda, vapurda, ilgimi
çeken hiçbir durumu kaçırmam. Bunun gibi, dinlediğim bir şarkıdaki duygu, İzlediğim
bir filmdeki sahne, zihnimde imgeye dönüşebilir. Tüm bu deneyimler,
birikimler, duygulanımlar sonucunda bakıyorsunuz ki sözcükler üzerinde
düşünmeye, onlarla dans etmeye başlamışsınız. Hatta sözcükleri
yaşıyorsunuz, dahası sözcüklerin iç evreninde bir yolculuğa çıkıyorsunuz.
Sözcüğün melodisi, tınısı, kâğıda dökülürken çıkardığı ses, büyük bir lezzet
sunuyor. Sizin kattığınız duyguyla bambaşka bir zenginlik kazanıyor.
Bu parçada konuşan kişi altı çizili
sözlerle, sözcüklere yönelik olarak neyi yaptığını belirtmiştir?
A) Onların anlam katmanlarında dolaştığını
B) Anlatımını yalnızca dilin çevrimindekilerle sınırlandırdığını
C) Ses özelliklerine, anlamdan daha çok önem verdiğini
D) Kullanıma yenilerini kattığını
E) Duygusal boyutlu olanları sıkça kullandığını
(2012-YGS)
6. Bir yazara göre çocuk beyinleri aynı tornadan çıkmış
küçük kaplara benzer, bunların ancak algılarla doldurulması gerekir. İşte bu
yüzden onlara masal anlatılmayacaktır. Hatta çiçek desenli halılar ya
da kuşlu kelebekli tabaklarla fincanlar görmeleri de engellenecektir. Çünkü
onlara göre çiçekler halılarda yetişmez; kuşlarla kelebekler, tabaklara ve
fincanlara yapışıp kalmaz. Çocukların her şeyi dört işlem yoluyla
değerlendirebilmeleri, yaşamları boyunca salt akıllarının buyruğuna uyarak
davranmaları sağlanacaktır böylece. Birer insan değil de ileride yararlı
olmaları beklenen robotlar savılan çocuklara ancak gözle görülen,
akılla kavranan olgular öğretilecektir. Yazar, bu yönteme göre yetiştirdiği
çocukları bir tahta perdenin deliğinden sirk gösterilerini izlerken yakalayınca
neredeyse fenalık geçirmiştir. Çünkü bu, akılla ve çarpım tablosuyla hiçbir
ilişkisi olmayan, şiir okumak kadar ayıp bir eğlencedir.
Bu parçadaki altı çizili sözlerle
anlatılmak istenenler arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Kişisel farklılığı yok sayma
B) Gerçekler dünyasıyla sınırlı kalma
C) Duyguları önemsemeyip dışlama
D) Başkalarının isteklerine göre yaşama
E) Her şeyi olumsuz yönleriyle değerlendirme
(2012 YGS)
7. Bir gün Nuruosmaniye’de bir yazar arkadaşımla karşılaştım. “Ne
o beyim, romancılığa mı başladın?” dedi. Şaka etmediğini sesinden, bakışından
anlamıştım. Demek benim takma adla yazmama bir şey demiyordu da kendi adımı
kullanarak yazmamı — sayıyordu. Roman, romancıların alanıydı. Bir ozan buraya
burnunu sokamazdı. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki deyimlerden hangisi
getirilmelidir?
A) kendi borusunu çalmak
B) başına dert açmak
C)
iş çıkarmak
D) çizmeden yukarı çıkmak
E) kendi göbeğini kendi kesmek
(2012-YGS)
8. Barthes’in “Sözcükler
herkesin malıdır ama cümle yalnızca yazarın.” sözü aşağıdakilerden hangisiyle ilişkilendirilemez?
A) Anlatım B) Anlamdaşlık C) Özgünlük
D) Öznellik E) Biçem
(2012-YGS)
9. Yahya Kemal’i ve Nazım Hikmet’i ayrı tutarsak küçük mutluluklar
Türk şiirine Garip döneminde bir uğrayıp geçmiştir, diyebiliriz. Biraz Ziya
Osman, çok az Cahit Sıtkı... Onun dışında “Hüzün ki en çok yakışandır bize.”
anlayışı egemendir. Cemal Süreya’nın, Garipçilerin izine basarak yürüdüğü kimi
şiirlerinde de bu anlayışın yansımalarını görürüz. Ne var ki onun şiirlerinde
genel olarak ince bir hüzün söz konusudur.
Bu parçada geçen “izine basarak yürüme”
sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Herkesçe anlaşılmama
B) Yeni biçimler arama
C) Kalıcı olmayı amaçlama
D) Benzer duyguları işleme
E)
Karamsarlığı yeğleme
(20212-YGS)
10. Hızla artan iletişim
olanakları sayesinde bilgiye kolayca erişebiliyoruz. Bu yolla bilgi dağarcığımız
zenginleşiyor. Peki, gelecekte en başarılı işleri en çok bilgi sahibi olanlar
mı yapacak? Bu soruya “Elbette hayır.” diyeceğiz. Çünkü geleceğin başarılı
insanları bilgice zengin olanlardan çok, şunları yapabilen kişiler arasından
çıkacaktır: bilgiyi analiz etme, (I) içinde bulunduğu koşullar değiştiğinde
bunlara uyum sağlayabilme, (II) küresel nitelikli konularda uzmanlarla
iş birliği yapabilme, (III) çeşitli bakış acılarını göz önünde
bulundurma (IV) ve düşüncelerini nesnel verilere dayandırarak açıklama.(V)
Bu parçadaki numaralanmış sözlerle
ilgili olarak aşağıda verilen açıklamalardan hangisi yanlıştır?
A) I, öğrendiklerini inceleyip açıklayarak sonuca bağlama
B) II, karşılaştığı yeni durumlara ayak uydurabilme
C) III, uluslararası alanda ortak çalışmalarda yer alma
D) IV, farklı görüşleri dikkate alma
E) V, karşısındakinin sezme ve kavrama yetisini geliştirme
(2012-LYS)
11. “Günümüzde yapılan yeni
araştırmalar, gözlemler sonunda eğitim anlayışı da değişmiştir.” Söz konusu
değişimin anlatıldığı bir parçadan alınan aşağıdaki cümlelerin hangisiyle,
ayraç içinde verilenler arasında anlamca bir ilişki yoktur?
A) “Ne biliyorsun?” yerine “Daha neleri bilmek istersin?” diye
sorar. (Yeni bilgiler kazandırma)
B) Çağın gereklerine uygun bir donanım ister. (Söylenenleri
düşünmeden, olduğu gibi benimseme)
C) Kalıplaşmış programlardan farklı olarak öğrencilerin
gereksinimlerini, ilgi alanlarını olabildiğince öne çıkaran bir yol izler.
(Bireysel özellikleri önemseme)
D) “Yaşam boyu öğrenmenin gerekliliği”ni öğretir. (Bilgi edinme
sürecini sınırlamama)
E) Bilgiyi ve deneyimleri somut, gerçek örneklere bağlayarak
aktarır. (Bilinenleri hayatla ilişki kurarak gösterme)
(2012-LYS)
12. Kim bilir kaç kere karar verip de başlayamadığım bir işi bu
yıl da ertelemek zorunda kaldım. Türkçe Sözlük’ü alıp baştan sona okuma düşüncem
yine hayal oldu. Oysa sözcüklerin kuytulara vatmış, öteki yüzleriyle
karşılaşmak tadına doyulmaz bir eğlence olacaktı benim için.
Bu parçadaki altı çizili sözle,
sözcüklere yönelik olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) İlk anda akla gelmeyen anlamlarını öğrenmek
B) Yapısal özelliklerini tanımak
C) Yenilerini eskilerinden ayırabilmek
D) Gündelik dilde kullanılanları araştırmak
E) Yeni bir sözlük oluşturmak
(2011-YGS)
13. Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeraltı
haritasıdır.” Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayımlanan genç şairlerin
çoğu, bir süre sonra çalışmalarını kitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre
taşlarını koyarlar.
Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı
haritası olma” sözüyle, dergilerin hangi özelliği belirtilmek istenmiştir?
A) Sanatçıları, farklı algılama kalıpları içinde düşündürme
B) Gizli yeteneklerin gün ışığına çıkmasına olanak sağlama
C) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme
D) Şiiri öteki türlerin önüne geçirme
E) Sanatçıların birbirlerinden yararlanmasına ortam hazırlama
(2011-YGS)
14. Turgut Uyar’ın “Şiir çıkmazda çünkü insan çıkmazda.” sözüne
katılmadığımı belirtmek isterim. Bu iki durum arasında karşıtlık ilişkisi var
bence. Yani insan çıkmazdaysa şiir çıkmazda olamaz. Aksine, şiir çıkmazdan
beslenir. Bu, zaman zaman varoluşsal, bireysel çıkmazlar olur; zaman zaman da
savaşlar, felaketler gibi toplumsal çıkmazlar... Peki bu hep böyle olmak
zorunda mıdır? Tabii ki değildir. Çıkmazlar olmadan da yazılabilir çok iyi
şiirler.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada geçen
“Şiir çıkmazdan beslenir.” sözüne anlamca en yakındır?
A) Büyük ve eskimeyen şiirler, insanın dış dünyasıyla iç
dünyasını kaynaştırarak anlatanlardır.
B) Şiirin evrenselliği insanın duygu dünyasına odaklanmasına
bağlıdır.
C) Çözümsüz durumlar şiire kaynaklık eder.
D) Yeni şiir türlerinin oluşturulmasında, yaşananların payı
vardır.
E) İyi şiirler, şairlerinden zengin bir birikim ister.
(2011-YGS)
15. Aşağıdakilerin
hangisinde verilen cümle, ayraç içindeki sözün anlamını içermemektedir?
A) Öykünüzdeki bilinmeyenlerden kurtulmak için öyküdeki kadının
kim olduğunu, nasıl bir yaşam sürdüğünü, ne iş yaptığını görünür kılın,
(belirginlik kazandırmak)
B) Sizin yaptığınız gibi, bir dönemi küçük bir öyküye sığdırmak
herkesin üstesinden gelebileceği bir iş değildir, (zorluğu yenmek)
C) Öykünüzün kahramanı olan kadını, içimizden biri gibi
gösterebilmişsiniz, (inandırıcı olmak)
D) Öykünüzü, yaşamın akışını düşündüren bir doğallıkla yazın, bunu
yapabilecek güçlü bir kaleminiz var. (yazarlık yeteneği olmak)
E) Öykülerinizde ayrıntılardan kaçınmanızı, yalınlığa bağlı
kalmanızı çok beğendim; bu, sizin yoğunluğa verdiğiniz önemi gösterir, (çığır
açıcı olmak)
(2011-YGS)
16. Şair olarak başarımı — borçluyum çünkü ne kadar çok sözcükten
kurtulursam şiire o kadar çok yaklaştığımı düşünürüm hep.
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin
akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) sahip olduklarıma değil, vazgeçtiklerime
B) aynı metni eklemelerle zenginleştirmeme
C) aldığım notlardan yararlanmama
D) hayal gücümün zenginliğine
E) işlediğim duyguların çeşitliliğine
(2011-YGS)
17. Aşağıdakilerin hangisinde anlatılanlar
ayraç içinde verilenlerle uyuşmamaktadır?
A) Okurun ilgisini canlı tutacak ilginç her türlü eylem ve durumun
olduğu gibi aktarılmadığı, özetlenerek kolayca başkasına anlatılmayacak bir
düzen içinde işlendiği öyküler yazmayı denedim, (anlatımda kapalılığı yeğleme)
B) Öykülerimde birtakım resimler çizmeyi, bu yolla, anlatılanları
okurun gözünde canlandırarak görünür kılmayı, okuru bunların içine çekmeyi
amaçladım, (betimlemelere yer verme)
C) Öykülerimi, okurun elinden bırakamayacağı kadar çekici bir
biçimde yazmayı, heyecanlandırıcı bir kurgulamaya ağırlık vererek sürükleyici
kılmayı amaçladım, (düşünsel bir derinlik kazandırma)
D) Okurun, belli bir zamana ve yere, gerçek kişilere
bağlayamayacağı, kendi düş gücüyle tamamlayıp boyutlandıracağı öyküler yazmayı
düşledim, (okuru etkin kılma)
E) Öykülerimi kurgularken, okurların ayrımına varamayacağı geriye
dönüşler yaparak öykünün bütünselliği bozulmadan okunmasını istedim, (durum ve
olayları oluş sırasına göre vermeme)
(2011-LYS)
18. Bizde hâlâ halk şiiri
geleneğine gereğinden fazla bağlı kalan şairler var. Bu, duyguları devindirici
bir tutum değildir. Çünkü o ürünler çağdaş duyarlığı besleyecek zenginlikler
taşımaz, sözü kanatlandıracak olanaklar içermez.
Bu parçadaki altı çizili sözle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisi olamaz?
A) Yeni imgeler çağrıştırmama
B) Temaları günlük yaşamla sınırlı tutma
C) Alışılmış söyleyişlerin dışına çıkamama
D) Bireysel yaratıcılığı önleme
E)
Belirli biçimler içinde sıkışıp kalma
(2011-LYS)
19. Bilimsel bir yazı, dile getirdiği düşünce ne olursa olsun her
türlü duyguyla, duygusallıkla ilgisini kesmiştir. Böylesi yazılarda bilim
adamı, kendini mümkün olduğu kadar paranteze almalıdır. Bu yazılar, “Nesneler
kendisi konuşuyor.” diyenleri haklı çıkarmalıdır.
Bu parçada geçen “kendini paranteze
almak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Anlama çabası içinde olmak
B)
Konu dışına çıkmamak
C) Farklı görüşlere saygı duymak
D) Kişisel değerlendirmelerini yansıtmamak
E)
Özgün bir bakış açısına sahip olmak
(2010-YGS)
20. Sanatta ve edebiyatta etkilenme doğaldır. Çünkü sanatçının en
önemli özelliği, sürekli arayış içinde olması, kendini yeterli görmemesidir.
Nitekim yazar Andre Gide, kendine yettiğini söyleyen sanatçıyı “zekâsına diyet
yaptıran insan”a benzetir.
Bu parçada geçen “zekâsına diyet
yaptırmak” sözüyle sanatçılara özgü hangi özellik belirtilmek istenmiştir?
A) Düşünce ve duygu dünyasını besleyerek geliştirmeme
B) Öz eleştiri yapma alışkanlığı olmama
C) Görüşlerini başkalarıyla paylaşmak istememe
D)
Başkalarını taklitten kaçınma
E) Yaratıları üzerinde gerektiği ölçüde çalışmama
(2010-YGS)
21. Kırk yılı aşan yazarlık çabamda ne anlatmak istemiştim? Bu kursun
bir kütle gibi çökmüştü üstüme. Oysa yaşamım boyanca nice insanlar tanımıştım;
nice bağlılıklara, vefalara, öfkelere tanık olmuştum. İnsanların iyiliklerini,
ihanetlerini görmüştüm. Kalıcı bir sevginin olamayacağını öğrenmiştim. Aşk,
kâğıt üzerinde güzeldi; mutlu sonlar, romanlara özgüydü.
Böyle diyen yazar altı çizili sözle
aşağıdakilerden hangisini anlatmak istemiştir?
A) Yazdıklarının anlaşılmamasına üzüldüğünü
B) Soruyu yanıtlamada güçlük çektiğini
C) Eskiden yazdıklarını artık beğenmediğini
D) Yaşadıklarını anlatmaktan kaçındığını
E) Duygu dünyasına sınırlar çizdiğini
(2010-YGS)
22. (I) Kim ne derse desin, eleştirmenler özelde edebiyatın,
genelde sanatın üvey evlatlarıdır. (II) İki kere ikinin dört ettiği kadar kesin
bir gerçektir bu. (III) Şairler ve yazarlar, onları pek sevmezler, soğuk bir iş
ilişkisidir eleştirmenlerle aralarındaki. (IV) Överseniz mesele yok, kupkuru
bir teşekkürle yetinir çoğu. (V) Ama beğenmezseniz hemen çıkarırlar acımasız
eleştiri oklarını ve saplamaya başlarlar.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde
mecazlı bir söyleyiş yoktur?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
(2010-YGS)
23. Hayatta iki tür insan vardır: Birinci gruptakiler, hayata
eldivenle dokunanlar; ikinci gruptakiler, hayata eldivensiz dokunanlar. Hayata
eldivenle dokunanların hiç yıpranmamak gibi bir ayrıcalıkları vardır.
Eldivensiz dokunmayagörün acır, yanar canınız. Ama her şeyi daha derinliğine
duyumsar, daha yoğun yaşarsınız. Sanatçının bunlardan birini seçme lüksü
yoktur. O, hayata eldivensiz dokunanlardandır.
Bu parçada geçen “sanatçının hayata
eldivensiz dokunması” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ümitlendirici ortamlar yaratma
B) Yaşamdaki güçlükleri doğrudan anlatma
C) Yaşanılanları bir değerlendirmeden geçirme
D) Olayları düş gücüyle yeniden yaratma
E)
Yaşama yeni anlamlar yükleme
(2010-LYS)
24. Özellikleri yönünden hiçbir akım içinde yer almayan şairler
var. Bunlar, kendi kuşağından olanların yazdıklarına da benzemeyen bir şiir
yazıyorlar. Bir kuşak ya da gruba katılmadıkları için şiirlerinin bulutsu
bir görünüşü var. Bunları yazanlar, kendilerine özgü bu şiirlerle şiirin
bir mozaik olduğunu önümüzdeki birkaç yıl içinde gösterecekler.
Bu parçadaki altı çizili sözlerle
anlatılmak istenen aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla verilmiştir?
A) Özellikleri ve sınırları belirgin olmayan - çeşitlilik içeren
B) Düş gücüne ağırlık veren - teknik açıdan kusursuz
C) Duyguları devindiren - sanat değeri taşıyan
D) Belirli konular üzerine yoğunlaşan - birçok öğesi olan
E)
Kendinden öncekileri yadsıyan - okur duyarlığına seslenen
25. Aşağıdaki tanımlardan hangisi ayraç
içinde verilen kavramla uyuşmamaktadır?
A) Şiirde dizeyi, düz yazıda cümleyi oluşturan sözcüklerin ses
özelliklerine göre sıralanışından doğan uyum, (ahenk)
B) Yazınsal yaratılarda yer alan öğelerin birbirine bağlanıp
bütünleşerek oluşturdukları düzen, (biçim)
C) Bir yapıtta anlatılmak isteneni örneklerle yansıtma. (ayrıntı)
D) Sanatçının bir olayı ya da konuyu belli bir yönden ele alıp
değerlendirmesi, (bakış açısı)
E)
Yazınsal yaratılarda yansıtılmak isteneni daha canlı, etkili, görünür kılmak
amacıyla zihinde canlandırılmaya çalışılan görüntü, (imge)
(2009-ÖSS)
26. Aşağıdakilerin hangisinde,
yazara ilişkin açıklamayla ayraç içinde verilen nitelik birbiriyle
uyuşmamaktadır?
A) Dilin anlatım olanaklarının sınırlarını genişleterek
okurlarına yeni dünyaların kapılarını açar, (yaratıcı olma)
B) Olayları, insanları, hatta cansız varlıkları duygulu, renkli
bir biçimde dile getirir, (anlatımsal etkileyicilik)
C) Her yaratısından sonra ara vermeden bir yenisini düşünür,
(üretkenlik)
D) Anlattıklarına yönelik ipuçları vererek okurun düşünme ve düş
gücünü kamçılar, (kişiliğini gizleme)
E) Yapıtlarında, okur yaşananlardan kesitler bulur, (gerçekleri
yansıtma)
27. Aşağıdaki cümlelerin
hangisinde boş bırakılan yere, ayraç içinde verilen sözün getirilmesi anlamca
uygun olmaz?
A) Yazarın çok yalın, basit, okuru yormayan ve okudukça dilin
tadını duyuran bir var.
(biçemi)
B) Hangi konuyu işlerse işlesin öykülerinin dokusunda bir, daha
doğrusu onu başkalarından ayıran özgün yanlar vardır, (denenmişlik)
C) Yıllar önce yazılan “Yalnızlık” adlı şiir, bugüne değin
değerini yitirmemiş, niteliği kazanmıştır. (klasik)
D) Bu yapıtın dili çok akıcı, anlatımı sürükleyici, karmaşıktır, (olay örgüsü)
E) Bir ara, yazdığı şiirlerde anlamı bir yana bırakmış, önem
vermiş, (biçime)
(2008-ÖSS)
28. Ozanın ilk şiir kitabını
bunca yıl ertelemesinin nedeni, gizlenmeyi seven bir kişiliğinin olmasından
çok, yazdıklarını kolay kolay beğenmeyen, kusursuzu arayan biri olmasıydı
sanıyorum. Kendisinden böyle söz edilen bir sanatçı aşağıdaki deyimlerden
hangisiyle nitelendirilebilir?
A) İğneyle kuyu kazan
B) İşi başından aşkın olan
C) İşine dört elle sarılan
D) İşini sağlama bağlayan
E)
İnce eleyip sık dokuyan
(2008-ÖSS)
29. Bir şair düşünün, ölümünden
sonraki yaşı, gerçek yaşının çok üzerinde. Bu durum yalnızca şairler için
değil, öteki sanatçılar için de böyledir. Gerçek yaşlan kaç olursa olsun, ölüm
sonrası yaşlarındaki sayı büyüdükçe sanatçılar da büyür, ölümsüzleşir.
Bu
parçadaki ölüm sonrası yaşlarındaki sayı büyüdükçe sanatçıların büyüyüp
ölümsüzleşmesi sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Belirli kesimlerce beğenilme
B) Adına törenler düzenlenme
C) Taklit edilme
D)
Ödüllendirilme
E) Kalıcı olma
30. Bu son kitabında yazar,
bilerek açmadığı ama aralık bıraktığı kapılardan geçmeyi okurlarına bırakıyor.
Bu
cümledeki yazarın, kapıları bilerek açmayıp aralık bırakması sözüyle anlatılmak
istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Her şeyi söylememe
B) İçeriği zenginleştirme
C) Uygun sözcükler seçememe
D) Anlatımda tekdüzeliğe düşme
E) Okura deneyimlerini kullandırma
(2007-ÖSS)
31. Bir yazar için hiç
kimseye benzememek bir amaçtır fakat bunun, yazdıklarının hiçbir şeve
benzememesi gibi bir sakıncası vardır.
Bu
cümledeki altı çizili sözlerin yerine, aşağıdakilerin hangisinde verilenler
sırasıyla getirilirse cümlenin anlamı değişmez?
A) ilgi çekmek - yeterince anlaşılmaması
B) kendini kanıtlamak - güvenilir olması
C)
özgün olmak - niteliksiz olması
D) sözcüklerle savaşmak - değersiz görülmesi
E) değişiklik yapmak - kimilerince beğenilmemesi
(2007-ÖSS)
32. Yazmaya yeni başlayanlara,
bu alanda yeterli deneyim kazanmamış olanlara bir önerim var: Önce Türkçenin
kurallarını tanıyın, inceliklerini öğrenin, daha sonra dil oyunlarına başlayın.
Düz yolda yürüme becerisini kazanmadan ip cambazlığına özenirseniz,
vay halinize.
Bu
parçadaki altı çizili sözlerle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Söz oyunlarına bolca yer vermek, okurların anlatılanları
anlamasını engeller.
B) Yazar seçtiği konuyla örtüşen, kendine özgü, yepyeni bir biçem
oluşturmalıdır.
C) Herkesin kolayca anlayıp tadına varacağı bir anlatım biçimi
yeğlenmelidir.
D) Dili sanatlı kullanmadan önce doğru, güzel ve etkili kullanmayı
öğrenmek gerekir.
E) Anlatımda tekdüzeliğe düşmemeye çalışılmalıdır.
33. Düş gücümü kamçılayan,
besleyip geliştiren romanları severim. Yazar bana özgürlük tanımalı, beni
kapana sıkıştırmamalı. Derinlere yaptığım yolculuk kılavuzsuz olmalı
ki. sürprizlerin hem tedirginliğini hem hoşluğunu bir arada yasayabileyim.
Bu
parçadaki altı çizili sözlerde romanla ilgili olarak anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Anlatımı, okurun dikkatini dağıtacak gereksiz ayrıntılara
boğmamak gerekir.
B) Değişik anlatım biçimleri kullanmak romanın okunurluğunu
artırır.
C) Olayların sırasının bozulmadan verilişi, anlatımı
monotonlaştırır.
D)
Heyecan ve beklenti okuma hızını etkileyen nedenlerdir.
E) Olayların nasıl gelişeceğini kestirmek, okuma merakını
dondurur, hazzını sınırlar.
(2006-ÖSS)
34. Neredeyse elli yıldır sanat
çevreleriyle içli dışlıyım. Nice yazar tanıdım. Kimileri düş kırıklığına
uğratmadı beni. Kimilerini ise tanıdığıma tanıyacağıma pişman oldum. Birçok
ünlü yazar için: “Keşke hiç karşılaşmasaydım onunla; köşemde oturup güzel güzel
kitaplarını okusaydım.” diye düşündüm. Ne yalan söyleyeyim, o yazarların
kitaplarını okumaktan aldığım tat, kişiliklerinin karaltısıyla
gölgelendi.
Bu
parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bazı yazarları kişisel özellikleriyle tanımanın, onların
yapıtlarından duyulan hazzı azaltması
B) Sanatçıları gerçek yönleriyle tanıyamamanın okurları onlardan
uzaklaştırması
C) Yaşamdan kopuk bir yazarın, yapıtlarıyla okur üzerinde olumsuz
izlenimler yaratması
D) Kendini yapıtlarında gizleyen sanatçıların, güç okunması
E) Yazarların yaşamlarıyla yapıtlarının belirli yönlerden
örtüşmesi
(2005-ÖSS)
35. Okuduğumuz romanlar, öyküler
yazınsallığın toprağında üretilmiş uydurmacalardır bir bakıma. Ne var ki okuma
eyleminin doğasından gelen bir yönlendirmeyle unutuyoruz bunu. Okurken, içinde
bulunduğumuz ortamdan kopuyor, yazınsal ürünlerin bize sunduğu dünyayı gerçek
yaşamın üstüne çıkarıyoruz.
Bu
parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yansıtılan çirkinlikleri görmekten kaçınma
B) Asıl gerçeğin okuduklarımız olduğuna inanma
C) Anlatılanları düş gücüyle sınırlandırma
D) Yaşamı değişik boyutlarıyla algılama
E) Olayları, olguları kişisel ölçütlerle değerlendirme
(2005-ÖSS)
36. Bu sanatçımız için bir dili
bilmek, o dilin edebiyatını bilmek demektir. O edebiyatın gizli kalmış
köşelerinde yatan şiirleri, öyküleri bilmek demektir. Gerek Türkçe gerekse
Fransızca yazdığı yazılarda, zaman zaman öyle alıntılar yapar ki şaşırır
kalırsınız. Halk şiirimizden, özellikle tekke şiirimizden; ama aynı zamanda
bir Yunan, bir Bizans, bir İran şiirinden... Resim, heykel, yazın gibi hangi
sanat dalından bir ürün ortaya koyarsa koysun, bunu, oksijeni bol bir
ortamda oluşturmuş bir sanatçımızdır o.
Bu
parçadaki altı çizili söz, anlatılan sanatçının hangi özelliğini belirtmek
için kullanılmıştır?
A) Edebiyatın, bütün sanatların temeli olduğunu düşünme
B) Yapıtlarını oluşturmada ayrıntılara önem verme
C) Edebiyatımızla başka edebiyatlar arasındaki benzerlikleri
yansıtma
D) Herkesçe bilinmeyen sanat ürünlerini ortaya çıkarma
E) Çok zengin bir sanatsal kaynaktan beslenme
(2005-ÖSS)
37. Bir yazar şöyle diyor:
“Sözcüklerin dediğini anlıyorum, bütün özelliklerini biliyorum, hepsinin
tadına varıyorum; ama onları yan yana getirirken yeni çağrışımlar
yaratamıyorum.”
Bu
cümledeki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Çok kullanılan sözcükleri yeğlememek
B) Birbirinden kolayca ayıramamak
C) Yerleşik kullanımların dışına çıkamamak
D) Aralarında anlam ilişkisi kuramamak
E)
Yapıtın içeriğine göre biçimlendirememek
(2005-ÖSS)
38. Bir romancıyla ilgili
aşağıdaki açıklamalardan hangisi, ayraç içindeki özellikle uyuşmamaktadır?
A) İşlediği konuyu, çizdiği ve betimlediği karakterleri, bunlar
arasındaki ilişkileri bugüne değin başka hiçbir romancının yansıtmadığı bir
biçimde vermiştir, (özgünlük)
B) Anlatımını oluşturan söz değerlerini seçerken dilin sunduğu
tüm olanaklardan yararlanmış, bunları kılı kırk yaran bir tutumla
kullanmıştır, (titizlik)
C) Okurken söyleyiş güçlüğü yaratmayan, anlamları herkesçe bilinen
sözcükleri seçerek konuşma dilinin özelliklerini içeren, kısa cümleler
kurmuştur, (akıcılık)
D) Anlatımındaki ayrıntı zenginliği, ayrıntıları işlevsel bir
biçimde verişi onun söylemine inandırıcı bir nitelik kazandırmıştır, (evrensellik)
E) Dili, inceliklerine dikkat ederek güzel bir biçimde kullanması,
onun her dönemde okunan, yapıtlarını yaşadığı günlerin sınırı dışına taşıyan
bir yazar olmasını sağlamıştır. (kalıcılık)
39. Bir yazınsal yaratının
değeri, ne anlattığından çok, nasıl anlattığıyla ölçülür; bu da dilin anlatım
olanaklarını ustaca kullanmaya, el değmemiş bölgelerinden yeni tatlar
devşirmeye bağlıdır.
Bu
cümledeki “dilin el değmemiş bölgelerinden yeni tatlar devşirmek” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Okuru şaşırtan, çarpıcı ürünler ortaya koymak
B) Artık unutulmuş olan özellikleri canlandırmak
C) Daha önce denenmemiş anlatım biçimleri oluşturmak
D) Belirli bir kesimin beğenisine seslenmek
E) Yerleşik sözcükleri kullanmaktan kaçınmak
(2004-ÖSS)
40. Bu ozanımız, çevresini
kuşatan varlıkların ayırıcı ve belirleyici özelliklerini inceden inceye algılıyor;
bir bakıma şiirini, yüreğinden çok, gözleriyle yazıyor.
Bu
cümledeki “şiirini, yüreğinden çok, gözleriyle yazmak” sözüyle anlatılmak
istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Görsel öğeleri ön plana çıkarmak
B) Belli bir iletiye yer vermekten kaçınmak
C) Belirli temaları kullanmak
D) Soyutlamalara başvurmak
E) Yaşananlardan yola çıkmak
(2004-ÖSS)
41. Ardahan Kalesi’nin yanı
başındaki bu eski mahalle, kentin tarihsel çekirdeğini oluşturuyor. Bu
cümledeki “kentin tarihsel çekirdeğini oluşturmak” sözüyle anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Güzelliğiyle herkesi etkilemek
B) Örnek bir mimarlık ürünü olmak
C) Yeniliğinden hiçbir şey yitirmemek
D) Çok amaçlı bir nitelik taşımak
E) Geçmişe kaynaklık etmek
42. Eleştiri alanında
eksiklerimizden biri de eskiyi, içinde bulunulan dönemin koşulları içinde
araştırmamak. “Doğru” diye bellediğimiz birtakım kavramlarım, çıkarımların
kabuğunu kırmamak. Bunları yeni terimlerin bağlamı içinde incelememek.
Bu
parçada “kabuğunu kırmamak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Eskiden yazılmış yapıtların değerini ortaya çıkarmak için
uğraşmamak
B) Doğruluğu, yanlışlığı kişiye göre değişen düşünceleri eleştirmemek
C) Doğruluğu benimsenmiş yargıları tekrar ele alıp
değerlendirmemek
D) Tartışılmış konularla ilgili görüşlerini açıklamaktan
kaçınmamak
E) Tabu olarak bilinen düşünceleri tartışırken belirlenmiş
sınırlar içinde kalmamak
(2003-ÖSS)
43. Bir yazının tadı, sözcükleri
giydirmekte, koşturmakta, sıçratmakta ve onlara diz çöktürmekte gizlidir. Her
sanatçı sözcüklere diz çöktürebilir mi? Üstesinden kolayca gelinecek bir iş
değildir bu. Öncelikle, o dilin bütün girdisini çıktısını çok iyi bilmeyi gerektirir.
Dilin olanak ve yeteneklerini tanımayan bir sanatçının önünde diz çökmez
sözcükler.
Bu
parçada “sanatçının sözcüklere diz çöktürmesi” sözüyle anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sözdizimi bakımından öznesiz cümleler arasında sıkışıp kalmak
B) Sözcük seçimiyle, her yapıtına farklı bir boyut kazandırmak
C) Sözcükler üzerinde fazla durmadan üretken olmaya çalışmak
D) Okurun dil duyarlığını geliştiren yapıtlar ortaya koymak
E) Sözcüklerin gündelik kullanımlarıyla yetinmeyip onlara yeni ve
özgün anlamlar yüklemek
44. Bu romanında yazar, İstanbul
sokaklarının artık tarihe karışmış o eski görünümlerini şiirli bir dille
yeniden kuruyor. Kahramanlarına sıcak bir sevgiyle, onların insani yanlarını
araştırarak yaklaşıyor. Onları derinlemesine kavramaya çalışıyor; aralarındaki
farkı ortaya koyuyor. Daha doğrusu kişilerin iç dünyalarındaki düğümleri iyi
yakalıyor.
Bu
parçada “kişilerin iç dünyalarındaki düğümleri iyi yakalamak” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Günümüzde sayıları İyice azalmış insan tiplerini anlatmak.
B) İnsanların gizli kalmış ayırıcı özelliklerini bulup göstermeyi
başarmak
C) Kişilerin ortak özelliklerini belirlemeye çalışmak
D) Kahramanları, insanı yücelten bir tutumla oluşturmak
E) Yaratacağı tipleri sorunlu insanlar arasından seçmek
(2003-ÖSS)
45. Bu şairimiz, sanat yaşamında
gelmiş geçmiş, eski yeni bütün şiir akımlarından, biçim denemelerinden,
tekniklerden ustaca yararlanmasını bilmişti. Yararlandığı kaynaklardan aldığı
imgeleri, kendi şiir tezgahında yeniden dokumuş; onlara, kendi boyasını
vurmuştu.
Bu
parçada geçen “yararlandığı kaynaklardan aldığı imgeleri kendi şiir tezgahında
yeniden dokuyarak onlara, kendi boyasını vurmak” sözüyle anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Okurun dünyasını düşünsel ve sanatsal yönden zenginleştirmek
B) Bugüne değin yaptıklarıyla yetinmeyip sürekli yenilikler aramak
C) Kimi yapıtlardaki eksiklikleri, kendi yapıtlarında gidermeye
çalışmak
D) Okurların, yapıtlardan daha çok tat almalarını sağlamak
E) Başkalarından aldıklarını, kişisel ve özgün bir içime
dönüştürmek
46. Zaman zaman anılarla yaşamak
güzeldir; eğer bu anılar yaşanılan günü renklendiriyorsa bir başka mutluluk
verir insana.
Bu
cümlede geçen “anıların yaşanılan günü renklendirmesi” sözüyle anlatılmak
istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Eski günlere özlem duyulması
B) Dünün yargılanıp değerlendirilmesi
C) Geçmişin, içinde bulunulan zamanı güzelleştirmesi
D) Yaşanılanların, karşılaşılan güçlükleri yenmede etkili olması
E) Eski günlerin daha anlamlı olduğunun düşünülmesi
(2002-ÖSS)
47. Ailede tüm yükümlülükleri
üzerlerine alan, çocuklarını her türlü sorumluluktan uzak tutan
anne babalar bireyler yetiştirirler.
Yukarıdaki
cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) her bakımdan kendilerine benzeyen
B) işini seven, görevlerinin bilincinde olan
C) bulundukları her ortama kolayca uyum sağlayan
D) karşılaştıkları güçlükleri yenmek için her türlü yola başvuran
E) yaşamını biçimlendiremeyen, başkaları tarafından yönetilmeyi
bekleyen
(2001-ÖSS)
48. Sözünü dinletmeyi sever,
bunu başaramadığında sinirlenip hırçınlaşırdı. Bunun için, hemen her zaman,
hem çevresindekilerin kendisine, hem de kendisinin çevresindekilere karşı davranışlarında
ipleri kendi istediği gerginlikte tutmayı başarırdı.
Yukarıda
geçen “ipleri kendi istediği gerginlikte tutmayı başarmak” sözüyle anlatılmak
istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Çevresindekilere, kendi görüşlerinin doğruluğunu kanıtlamak
B) İsteklerinin gerçekleşmesi için her yola başvurmak
C) Her konuda kendisini bilgili ve yeterli görmek
D) İnsanlarla olan ilişkilerini, kendi ölçütlerine göre
yönlendirmek
E)
Kendini, olduğundan daha güçlü göstermeye çalışmak
(2001
-ÖSS)
49. Aşağıdakilerin hangisinde, “barınmak” sözcüğünün anlamıyla
kullanımı birbirine uymamaktadır?
Anlam
A) Bir yerde yaşamak, yaşamını sürdürmek
B) Çevresiyle uyumlu, dirlik içinde yaşamak.
C) Bir yerde etkili olmak, gelişecek ortam
bulmak.
D) Doğa etkilerinden korunmasını sağlayacak bir
yere sığınmak.
E) Yerleşmek için uygun koşullar bularak
oturmak
|
Kullanım
Burası, yılın her mevsiminde gemilerin barınabileceği
bir yerdi.
Çalıştığı yerlerin hiçbirinde barınamadı.
Çağdışı anlayışların burada barınamayacağını
görmüştü.
Soğuk havalarda barınmak için kendine kuytu
bir yer arıyordu.
Koskoca kentte bir yer bulup barınamadılar.
|
(2001
ÖSS)
50. Aşağıdaki
cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcükler anlamca birbirine en yakındır?
A) Bir süre sonra kendisi de bu akımın, bu tartışmanın
içinde yer almıştı.
B) Bu kitapları, belirlediğiniz ölçütlere göre seçin, ayırın.
C) Kendisine yapılan bu haksızlığı, bu saygısızlığı
içine sindiremiyordu.
D) Bütün bunları, kendisinin verine, önüne geçmek
isteyenler düzenliyordu.
E)
Bu makineler ötekilere göre daha kullanışlı, daha pahalıdır.
(2001-ÖSS)
51. Bıkmadan, yorulmadan,
yılgınlığa düşmeden, sürekli okumalıyız. Okurken bir yandan, daha önce
okuduklarımızdan belleğimizde kalan izin üzerini örten tozu, kiri temizlemeli,
bir yandan da bu izi derinleştirmeye çalışmalıyız.
Bu
parçada geçen “belleğimizde kalan izin üzerini örten tozu, kiri temizlemek”
sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Edinilmiş bilgilerin önemini anlamak
B) Doğruyu yanlıştan ayırmak
C)
Gereksiz bilgilerle oyalanmamak
D) Unutulmaya yüz tutmuş bilgileri anımsamak
E) Yeniliklere açık olmaktan kaçınmamak
(2000-ÖSS)
52. Maviyle yeşilin kucak kucağa
olduğu Kanlıca, hep kıpır kıpır, hep hayat dolu ve hep kendi gibi kalmak
istiyor.
Bu
parçada geçen “kendi gibi kalmak istemek” sözüyle anlatılmak istenen, aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Sahip olduğu özellikleri koruma çabası içinde olmak
B) Önemli bir yer olduğunu kanıtlamaya çabalamak
C) Benzerlerinden farklı olmaya çalışmak
D) En iyi biçimde tanıtılmayı istemek
E) Canlılığını çevresine hissettirmek
53. Depremde evde değildik. Eve gelince gördük ki dolaplar,
kitaplıklar devrilmiş; binlerce kitap yerlerde. Şimdi o kitaplar ne olacak? “Canını
kurtarmışsın, yetmez mi?” demeyin. Kitaplar da insanın canı gibi. Birine bile
zarar gelse içimden bir şeyler kopar.
Bu
parçada geçen “içinden bir şeyler kopmak” sözüyle anlatılmak istenen, aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Birdenbire aşırı heyecana kapılmak
B) Bedensel bir acı duymak
C) Yapabileceği bir şeyi yapamaz hale gelmek
D) İstediği gibi davranamadığı için rahatsız olmak
E) Bir olay karşısında derin bir üzüntü duymak
CEVAP
ANAHTARI:
1-
A
|
2- D
|
3- C
|
4- B
|
5- A
|
6- E
|
7- D
|
8- B
|
9- D
|
10- E
|
11- B
|
12- A
|
13- B
|
14- C
|
15- E
|
16- A
|
17- C
|
18- B
|
19- D
|
20- A
|
21- B
|
22- B
|
23- B
|
24- A
|
25- C
|
26- D
|
27- B
|
28- E
|
29- E
|
30- A
|
31- C
|
32- D
|
33- E
|
34- A
|
35- B
|
36- E
|
37- C
|
38- D
|
39- C
|
40- E
|
41- E
|
42- C
|
43- E
|
44- B
|
45- E
|
46- C
|
47- E
|
48- D
|
49- A
|
50- B
|
51- D
|
52- A
|
53- E
|
|
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.