18 Şubat 2013 Pazartesi

Deneme


İnsan ve insanı ilgilendiren herhangi bir konuda, ke­sin sonuçlara varmadan; ele alınan düşünceyi, kesin hükümler vererek değerlendirmeden; yazarın şahsî düşünce ve duygularıyla, samimiyetle ve kendisiyle söyleşi tarzında ele aldığı yazılara deneme denir.

Başlangıçta ayrı bir tür olarak değerlendirilemeyen, çoğunlukla diğer türlerle bağlantıları olduğu düşünülen deneme türü, zamanla kendi ölçü ve sınırlarını ortaya koymaya başlamış, bugünse kendine özgü bir tür olarak edebî türler arasındaki yerini almıştır. Denemenin bir tür olarak edebiyatta varlığını kabul ettirmesi Montaigne'le gerçekleşmiştir.



Her konuda yazılabilen deneme türünün Montaigne'den beri var olan örneklerinde diğer tür­lerden en belirgin fark olarak konu sınırlamasının olmaması görülür. Bunun yanı sıra deneme, bir fikir yazısı olması özelliği ile de diğer türlerden ayrılır. Kanıtlama ve iddia etme söz konusu olmadığı için deneme yazarının çok güçlü bir bakış açısı ve dene­yimlerinin olması gerekir.
Deneme türünde yazar, kendine özgü düşünce ve duygularını, güçlü dünya görüşü ve bakış açısındaki çeşitliliği ile üslubundaki etkileyiciliği ve canlılığı titiz bir işçilikle örerek okuyucuya aktarır.
İçten ve samimi bir üslupla yazılan deneme yazı­larında yazarın deneyim ve birikimleriyle okuyucuya zevk vermesi esastır. Bunu yaparken öğretme amacı gütmeyen denemenin öğretici tarafı da ortaya çıkar. Bu anlamda deneme türünde estetik yapının kuvvetli ve sağlam olduğunu ifade etmek gerekir.
Bütün edebî türlerde olduğu gibi denemede de di­ğer türlerle yakınlıklar bulunmaktadır. Örneğin şekil ve içerik olarak denemenin anı, söyleşi, eleştiri, fıkra ve makale ile benzer yönleri vardır. Samimi üslubu, gelişigüzel plansız yazılmasıyla anılara ve günlükle­re yakın duran deneme çoğu kez kısa yazılması ile fıkralara benzer.
Yukarıdaki benzerliklere rağmen deneme önce­likle senli benli tarzı ile diğer türlerden ayrılır. Dene­me, kendisiyle en çok karşılaştırılan tür olan makale gibi bir plan dâhilinde yazılmaz. Tamamen serbest davranma hakkına sahip olan yazarın akıcı ve farklı bir üslup kullanması önemlidir. Her yönüyle özgün bir tür olan deneme bu anlamda makaleden olduğu gibi fıkra, eleştiri ve anı türlerinden de kesin çizgiler­le ayrılır. Felsefî ve bilimsel yazılardan da farklı olan denemede yazarın doğrulama çabası yoktur. Deneme makale gibi ispatı gerektiren, fıkra gibi güncel konu­ları işlemek zorunda olan, anı gibi kişinin başından geçen yaşanmışlıkları olduğu gibi ele alan, eleştiri gibi bir düşünceye karşı farklı fikirlerle yaklaşmak zorunda olan bir tür değildir. Kesin yargılar bildirmemesiyle makaleden, kesin sonuçlara ve yargılara varmamasıyla eleştiriden, yazarın kendi içindeki bir konuşma süreci olmasıyla ve olayları açıklayarak sonlandırması ile sohbetten, ince, samimi, zaman zaman içinde ironinin saklı olduğu üslubuyla diğer türlerden ayrılır.
Kesin sonuçlara varmayan denemeye yazarı, bir anlamda denemenin sonucunu okuyucu için açık bı­rakmalı, okuyucunun daha ileri düzeyde düşünmesi­ni sağlamalıdır. Ürettiklerini kalıplaşmış düşünceler­den uzak tutarken yeniliklere de açık olmalıdır.
Genellikle kısa ve tek seferde okunacak deneme yazılarının uzun olanları da vardır. Bu sebepten sayfa sayısıyla ilgili kesin sınırlar koymak doğru değildir.
İnsan ve insanı ilgilendiren her konuda yazılsa da denemede asıl olan, ön planda yer alan insandır. Deneme yazarı, samimi üslubu, okura sunduğu fark­lı bakış açıları, deneyimleriyle insanı merkez alarak okuyuculara yeni kapılar aralar. Bu anlamda okuma­yı sevmek ve alışkanlıkları arasına katmak isteyenler için deneme okumak, bilinen ve vazgeçilmez bir ger­çektir. Diğer türlere göre plan ve sınırları daha hassas olan deneme aynı zamanda sanıldığından daha zor yazılan bir türdür.
Deneme türü bilimsel yazılardan daha akıcı ve etkileyici olan üslubuyla ayrılır. Bu tür, okuru düşündürmesiyle, gerçeklerden hareket etmesiyle, kül­türel anlamda yenilikleri haber vermesiyle, insanın toplumla bağlantısını kurması özellikleriyle diğer türlerden daha geniş bir okur kitlesine sahiptir.
Ele aldığı konulara göre denemeleri klâsik dene­me, edebî deneme, felsefî deneme, eleştirel deneme, izlenimsel eleştirel deneme olmak üzere beş başlık altında toplayan kaynaklar vardır. Klâsik denemede yazar, herhangi bir konudaki bakış açısını ve dünya görüşünü samimi bir üslupla okuyucuyla paylaşırken zevk alarak öğrenme sonucuna varılır. Edebî dene­mede daha çok edebiyat üzerine konulara yer veri­lerek okuyucuya yeni kapıların aralanması sağlanır. Felsefi deneme bir felsefe yazısı değildir. Ancak ya­zar, farklı bakış açıları ve yorumlar getirerek dünya görüşüyle okuyucuyu düşünmeye yönlendirerek ye­niliklere kapılar aralar. Eleştirel deneme de bir eleş­tiri yazısı değildir. Ele alınan konunun iyi ve kötü taraflarını ortaya koyarak okuyucuyu düşündürür. İzlenimsel eleştirel denemede yazar özellikle kendi bakış açısı ve deneyimleri sonucunda elde ettiği tes­pitlerinden hareket ederek deneyimlerini okuyucuyla paylaşır.
İnsanda yeni ufuklar açan deneme türü diğer tür­lerle benzerlikleri olsa da kendi sınırlarını belirlemiş haliyle, özgün bir tür olarak bütün dünya edebiyatla­rında görülür. Geçmişi çok eski yüzyıllara dayalı, 16. yüzyıldan sonra başlı başına ayrı bir tür olan deneme­nin ilk örnekleri Montaigne, tarafından verilmiştir. "Essais" (Denemeler) bu türün en önemli temsilcisi aynı zamanda da öncüsüdür. Yukarıda ifade ettiğimiz gibi eserde hemen her konu ele alınmıştır. Yaşam, ölüm, yalnızlık, arkadaşlık, sevinç, keder, savaş, ba­rış, ahlâk, eğitim vb. birçok konuda düşüncelerini ve hislerini dile getiren Montaigne deneme deyince akla ilk gelen isimdir. Daha sonraki dönemlerde yine Dene­meler adlı eseriyle bu türe farklı bir yaklaşım getiren F. Bacon, denemelerinde özellikle başarı ve mutlulu­ğu esas almıştır. Deneme, ayrı bir tür olarak 20. yüz­yılda daha da önem kazanmıştır. Dünyada hızla artan bu türün temsilcileri arasında J. Addison, J. Boswell, T. S. Eliot, A. Huxley, R. De Gourmont, B. Julien, A. Camus, E. C. Alain, J. R Sartre, M. De Unamuno, R. M. Rilke en bilinen yazarlar arasındadır.
Türk edebiyatında bugünkü anlamıyla deneme türü, pek çok türde olduğu gibi Tanzimat'tan sonra görülmeye başlar. Ahmet Haşim, Ahmet Hamdi Tanpınar, Nurullah Ataç, Sabahattin Eyüboğlu, Mehmet Kaplan, Suut Kemal Yetkin, Nermi Uygur, Ahmet Cemal, Mehmet Fuat, Sabahattin Kudret Aksal, Me­lih Cevdet Anday, Salah Birsel, Enis Batur, Nurettin
Topçu, Vedat Günyol, Cemal Süreyya, Attila İlhan, Selim İleri bu türün Türk edebiyatındaki önemli temsilcilerindendir.
TÜRK DİLİ
N.DEMİR, E. YILMAZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.